12 Mayıs 2015 Salı

Ayten

Ne zaman İstiklâl'de yürüsem,
Markiz Pastanesi düşer aklıma,
Sonra Ayten'i düşünürüm.
Ellerim ceplerime gider, gözlerim uzaklara dalar ve içime bir 'Ümit Yaşar Oğuzcan' dolar.


Ne zaman içine girsem; gözlerim Ayten'i arar.
Ne yediğimin anlamı kalır bana, ne o an yaşadığımın.
Acaba hangisindeydi masaların?
Acaba Ayten'i nasıl vurdular?

-

Ben pek çok şiiri bilirim ezbere. Pek çok aşka şahit olurum şiirlerle. Ama şairin dediği gibi çok başkadır Ayten'in yeri..

"...Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim,
Ayten'i övecekseniz,
Ne âlâ oturabilirsiniz..."

-

Ne zaman İstiklâl'e düşse yolum, kendimi Markiz Pastanesi'nde bulurum.
Zaman durur, herkes kaybolur.

Ben ezbere bildiğim şiiri okurum,
Ayten başkasının olur,
Şair sevdiğini vurur..

Tam da o an düşünürüm.
Ayten bilseydi bu kadar sevildiğini,
Bilseydi "Milyon Kere Ayten" şiirini,
Kirletir miydi başkasına giderek yüreğini?

Şair olmanın gereği miydi kavuşamamak?
Ayten'e mi özgüydü şiir olmak?

-

Ne zaman Markiz Pastanesi'ne düşse yolum, 'Ümit Yaşar Oğuzcan'  olurum.
Önce Ayten'e aşık olurum.
Sonra da O'nu vururum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder