yavaş yavaş düşüyor tansiyonun içimde,
sanırım ölüyorsun.
bu beni nasıl keşfetmekti böyle
oysa tarih yazmamıştı hiçbir kadın kâşifi
-
bir ıssız ada misali kuşlarımla bekledim seni
kuşlarım tek tek vuruldu,
tüfeğin namlusunda göz izim bulundu.
-
kıyıya vuran dalgalarımla bekledim seni
falezlerim giderek keskinleşti.
büsbütün kaldırıp da kıyıya vuramadım kendimi.
-
sen kaşifi ol keşfimin,
ben şairi olayım şiirliğinin.
bizden bi'şiir olsun.
dizelerinde gez.
senli an’lar oyuklarıyla dolu içim
kemirgenlerin hüküm sürdüğü bir toprak gibi
cennet kesin var olmalı senin için. olmayışının hacmi var,
yere göğe sığmıyor.
hiç tozlanmıyor içime astığım çerçeve,
eskimiyor göz kapaklarımda resmin.
tınısı değişmedi kulağımdaki sesin.
gitmekle, kalmak bitmiyor.
şimdi gelsen bir şenlik rüzgarı gibi,
ellerinde akide şekerleri.
gözlerinde buğu.
yansa şehrin ışıkları hep birden.
karanlık, ışığın olmadan dağılmıyor.
cennette olmalısın sen.
kesin cennette.
çünkü yazılmayan bir şiir,
ardında kalan kokun,
yokluğun.