29 Haziran 2015 Pazartesi

Bir Rüya



* taze demlenmiş çay kokusunu anımsadı zihninde. Uyanmak istiyor fakat gözlerini açamıyordu. Yorgundu.

Sabah henüz oluyordu. Kıpkırmızı güneş, lacivert gökyüzünde nöbetini devralıyordu. Ne muazzam şeydi güneşin geceye başkaldırışı..

Kuşlar ki yine erken uyanmışlardı. Çığırtkan günaydınları yankılanıyordu boş sokaklarda. Rüzgar, çayın kokusuna karışıyordu. 

Yine aynı çiçekler kokuyordu. Çiçek ki, kokusunu aldıkça içi içine sığmıyordu. Avluda koşup oynayan çocuklar misaliydi yüreği. Zihninin kontrolünü kaybetmişti. Ellerini hatırlıyordu, her dokunuşu şiirler okuyan ellerini. Sonra gözlerini hatırlıyordu, gökyüzü gibi bakan gözlerini.. Göz kapaklarının içine gizlemişti resimlerini. 

Çiçek kokusu genzini yakıyordu. Çiçekler, Onun gibi kokuyordu. Elinin yandığını hissetti. Elini ne zaman tutsa böyle hissederdi. Sonra yüzü yanardı, sonra duymaz olurdu çınlayan kulakları. 'Uçmak, böyle bir şeydir bence.' demişti bir keresinde.
'Nice kalemler tuttum yazamadım. 
Nice şiirler yazdım anlatamadım. 
Nice günler oldu, nice aylar doldu.
Ben onsuzdum, hiç yaşamadım.' dediğinde dolardı hep gözleri, gözleri ıssız bir elaydı.
Gözleri, Onu gördükçe başına belaydı.


* gözlerini araladı. Her yer karanlıktı. İçinde o keskin sızıyı hissetti. Ürperdi. Yine mi geceydi, yine mi kimsesizdi?




25 Haziran 2015 Perşembe

Herkes

..

Bazı cümleler bazı kelimelere yetmezler ve bazı geceler bazen sabahlarla bitmezler. Herkesin adını koyamadığı bir sızısı vardır içinde.. En kuytusunda, en derininde. Kaçtıkça kurtulamadığı, gittikçe bir türlü varamadığı.. Bir derdi vardır herkesin, sustukça çoğalttığı. 

'Bir türlü vazgeçemediği' vardır herkesin, gül kurusu kokan sandığında sakladığı. Korkuları vardır, gün yüzüne çıkaramadığı ve inadına gülüşleri vardır herkesin, dertlerini hafife aldığı.


Bazı dertler, zamana bıraktıkça geçmezler. Aslında dertler, yaşadığın kadar bitmezler..

*
Gün doğar, gün batar..
Kimi ölür, kimi kalır..
Herkes, herkesin derdine sağır ve herkesin yükü kendine ağır..



24 Haziran 2015 Çarşamba

Bazı Kadınlar ve Ben




Hani bazı duygular vardır anlatamadığımız.
Bazı şiirler vardır hani,
Bir dizesinden tutup da hatırladığımız.
Bazı yüzler vardır,
Aşina olup bir yerlerden çıkardığımız.
Hani bazı cümleler vardır,
Devrik olsa da kurduğumuz.
Sonuna gelince başını unuttuğumuz.

*

Bazı duygular var anlatamadığı.
Bazı şiirler var,
Bir dizesinden tutup hatırladığı.
Bazı yüzler var,
Aşina olup bir yerlerden tanıdığı.
Bazı cümleler var,
Devrik olsa da kurduğu.
Bazı şarkılar var severek söylediği.
Sokaklar var,
Kaybolmak nedir bilmediği.

-

Çok güzel kadınlar var.
Şiirleri seven,
Serçe parmağından öpen,
Vazgeçmeyi bilmeyen..

Ve bir de ben varım ki;
O kadınlara hiç rastlamadım.






İşte Bütün Mesele




Boşa koydukça dolmuyor,
Doluya koydukça almıyor.
Bazı sabahlar şairin dediği gibi olmuyor..


*


Bu ne demek biliyor musunuz?
Bu ne demek herkes biliyor.
Bir bardak çayı karıştırmaya gücümüz yetmiyor.



22 Haziran 2015 Pazartesi

İzahı Olmayan Bir Şey; Aşk.



Lakin gözleri mevzu bahis olunca
Hele ki elleri
Aklı karışıyor insanın.
Bir rüyanın gerçeğe dönüştüğü an misali dudakları
Elde değil 
Çıkmıyor akıldan.

Ellerinin tazeliği saçlarının gölgesine değdiğinde
Terazisi bozuluyor şairliğin.
Bir şiirlik canım kalıyor geriye,
Vur öldür,
Henüz yan yana gelmemiş kelimelerinle..
*
Elimin uzanamadığı dallara konan kuşlar,
Uzanıp tutamadığım bulutlar,
Uçamayan uçurtmalar.
Hepinize selamlar.


-

Bundan sonrasının zordur izahı.
Dokunursam izi kalır 
Konuşursam ahı.



16 Haziran 2015 Salı

Hüküm




Ben senin her halini bilirim
Bitkilerinin şekillerini
Ağızından narlar ve buğdaylar toplayan
Ve sonra uçup giden kuşların isimlerini.

-

Hükmederim her şiire senin sesinle.
Hükmederim ellerinle.

Saltanat kaldırılmadı hala şiirde.
Sultan da benim,
Selim de..




11 Haziran 2015 Perşembe

Yetinmek






Kaçıncı sabaha açmıştı gözlerini, kaçıncı kez gündüzün içindeki gecedeydi. Uyanmak, çekilecek dert değildi.
Zamanın ağır aksak ilerleyişi anbean arttırıyordu sancılarını. Sancılar ki dayanılacak gibi değildi.

Dünden biraz fazla, yarından biraz az gibiydi.
Bir duyguyu anlamak için hissetmek mi gerekti? Yazmaktan konu açılmıştı ki yazmıştı aşık olmayı.

'Günün birinde' diyerek başlayan cümleler belki'lerle sürecekti elbet. Kimbilir siyahın hangi koyusunu giyinerek, hangi karamsarlıkla bitecek. Bunu bilmek için şart mıydı üzülmek?

Peki ya sevmek? Uçmayı anlamak için yetmez miydi kuşları sevmek?

-

Yetmemişti.







10 Haziran 2015 Çarşamba

Bazı Kelimeler




Bir kitap basılmış olsa şimdi, 
Bir şiir okunsa 
Ya da,
Bir mektup yazılsa.
Anlatsa size..
İçinden çıkamadığım sokaklarımı,
Deli uğraşlarımı
ve 
Boşa çabalarımı.

-

Ama olmuyor işte.. 
Bazı kelimeler bazı anlamlara gelmiyor.













8 Haziran 2015 Pazartesi

Aşk





Suratında tanıdık bir gülümseme
Silsileli ve gamzeli
Kapıda kalma aşk
Girsene içeri


Takvimde sıcak Haziran günleri, 
Yüzümde utangaç parmak izleri,
Ve
Ağzımda gün kokulu akide şekerleri
Varken,
Gel otur aşk, 
Tam zamanı şimdi.


Gelişinden miydi güneşin bu denli parlak oluşu?
Günlerdir etekleri zil çalarak doğuşu?
Geleceksin diye miydi?
Böylesine açan çiçekler, 
Ateş böcekleri,
Ömrü uzayan kelebekler.

Gelsene aşk, 
Girsene içeri.

Ne getirdin bana?
Çok mu güzel gözleri?
Elleri peki?
Dokununca yakacak mı tenimi?

-

Dursana aşk!
Ardında bıraktığın kişi, 
Gözleriyle çeliyor düşlerimi.
Çocuk oluyor içimde,
Gün oluyor gecemde..
Kelimesiz şiirlerimi biliyor ezbere.
Beni biliyor benden ziyade.
Beni seviyor seninle.

Gitme aşk, gitme.
Kal bizimle..





5 Haziran 2015 Cuma

Şiir





Bazı kelimeler, bazı dizeleri sevdiyse,
Hangi dizenin gelişi güzel olmaz şiire?
Ya da,
Bir hece, bir ah etmediyse,
Hangi şiir, fütursuzca kıyabilir şairine?


Bir şair ne kadar küsmüşse güneşe, o kadar gökyüzü doldurur şiirlerine. 
Kalp kırdıkça gönül alır, gitmek istedikçe saplanır kalır.
Bir şair, düştüğü kadar kalkar şiirlerinde.
Eksildikçe çoğalır, çoğaldıkça azalır.



Bazı kelimeler bazı anlamlara gelmediğinde,
Kavuşamaz şair şiirine.



İşte bu yüzdendir ki;
Şair olmak kolay be Ademoğlu. 
Şiir olmak esaslı mesele. 

4 Haziran 2015 Perşembe

Kuşlara Dair



-

 Senden ziyadesiyle büyük bir gökyüzü biriktiriyordum içimde. Uzandıkça tutamadığım bulutlar sen kokuyordu. Türlü türlü yıldızlar, başka başka bakıyordu. Kimisi gülüşündü kahkahalar atarak, kimisi küskün oluşundu kın misali susarak.

O güne kadar hiçbir gökyüzünde görmediğim ateş böcekleri dolmuştu benim gökyüzüme. Hiç bir uçurtma, hiç bir ağaçta kalmıyordu çocukları üzmek için. yağmurlar gülümseyerek yağıyordu.Kokun sinmişti, başka türlüsü nasıl mümkün olurdu? Ağaçlar meyveleriyle dokunurdu topraklara. Uzaklardan çocukların şenlikleri duyulurdu.

Bir sabahtı; 
 Ateş böceği, kuş olmuştu. 
Kuşlarsa vurulmuş.

Sen gitmiştin,
Zamansa durmuş.



Ben söylemedim, sen hiç bilmedin.

Bazen,
Vurmak gerekirdi kuşları,
Onları tutabilmek için..