31 Temmuz 2016 Pazar

sana lüzum olmayaydı





Baba!
anlatsana nasıl bu kadar yorgun olduğumu, 
anlatsana neden bu kadar dik durduğumu..
bağzı gecelerin yıllarca nasıl sürdüğünü anlatsana onlara.


anlatsana nasıl da korkak olduğumu,
sen öksürünce dâhi korktuğumu,
saklandığım kapıların ardını,
attığın sokakların adını,
vurduğun tokatların tadını anlatsana..

baba susmasana!

anlatsana korkunca gözlerimi sımsıkı kapayışımı,
küçücük ellerimle küçücük yüzümü kollayışımı,
dizlerimin üzerine çöküp de sen gidince ağlayışımı,
anlatsana baba..


hâlâ içimde yankılanan seslerini,
hâlâ oyuncaklara giden ellerimi anlatsana,
anlatsana hâlâ ağlarken kendimi gizleyişimi.
kalbime taktığın çengel iğnelerini her ân hissedişimi anlatsana!


*

en çok da şeyi anlatsana baba..
hani koşup bacağına sarılınca
ensemden tutup da silkeleyişini.
o ân, ağlamaya dâhi kalmayan nefesimi.
Anlat be baba.. bilsinler.

“Nasıl bir çocuktun?” diye soruyorlar bana.
sen anlatsana onlara.



Baba! Susmasana.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder