25 Mayıs 2015 Pazartesi

Bir Veda.



Bir veda devriliyordu aşkın takvimine. Anılar, o kahkaha dolu anılar doluyordu eski püskü valizlere. Zaman geçmekle yükümlü olduğunu unutmuştu sanki. Hava yağmura durmuş, bulutlar güneşi tutmuştu. Kuşlar, bir kara matemde susmuştu. Şehrin soğuk rüzgarları dudaklarını kurutuyordu son kez.  Ağzında dağılıyordu kelimeler, bir türlü 'Elveda' diyemiyordu. Gitmek istedikçe kalmaya meylediyor ve kalmak istedikçe gitmeye geç kalıyordu. 

Biliyordu. Giderken onu yanında götürecek, kendini de orada bırakacaktı. Otobüsün geri manevrasında tutuklu kalacaktı. 

Elini tutmayı geçirdi aklından. Tutarsa yanacaktı. Kokusunu düşündü. Bir onsuzluğa kaç nefes yeterdi? Kokusunu duymak neden tüm çiçeklere bedeldi? Gülüşüne nasıl veda edecekti? Peki günler, gülüşü olmadan nasıl geçecekti? 

Saatine baktı, vakit tamamdı.. Avaz avaz susmuşken, kirli bir kelime düştü dudaklarından. Giderken ona bıraktığı tek şey, zehirli bir "Hoşça kal" dı. 


Kim gitti, kim kaldı? Hiç bir zaman anlaşılamadı.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder