19 Nisan 2015 Pazar

HALET-İ İNSAN


Yorgun düşmekten yeni doğruluyordu insan. Koşmak istediği kadar duruyor, durmak istedikçe koşmayı unutuyordu. Bilmiyordu insan içinin ne denli derin olduğunu. Anlam veremiyordu aldığı nefesin yetmeyişine. Nefes almakla yaşamanın eş değer oluşunu anlamıyordu bir türlü. Ne yapsa dolmuyordu bardağın boş tarafı. Ne dese taşmıyordu içindekiler dışarı. Olmazlara meyyali neden bitmiyordu? Göz göre göre neden göremiyordu? 
Düşündü.
Güneş neden bu sabah da doğmayayım diyemiyordu?
Zaman koşmaktan ne anlıyordu da durup dinlenmiyordu? 
Bir şeyler olabildiğinden eksik, bir şeyler olabileceğinden neden fazlaydı?
İmkansız olmayanlar neden imkansıza gereğinden daha yakındı?
İnsan, derinliğini ölçemiyordu boyuyla. 
Boyunun ölçüsünü almaktan ibaretti yaşamak aslında. 
Bilmiyordu insan. Anlamıyordu.
Beyninin zulalarını yokluyordu. Cevaplar yoktu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder